2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1
    Forum Demirbaşı Array
    Üyelik tarihi
    18.06.2007
    Yer
    Anasının Dizinin Dibinden :=)
    Yaş
    39
    Mesajlar
    10.926
    Tecrübe Puanı
    237

    Arrow Günlük hayat kısa sorular/cevaplar

    BeyazLık Üzerine
    It was white as snow=Kar gibi beyazdı
    Her Skin was white as alabaster=Teni kar gibi beyazdı
    You're as pale as a ghost=Hortlak Görmüş gibi betin benzin atmış
    Siyahlık Üzerine
    It's pitch black=Sİmsiyah
    It's black as night=Simsiyah
    It's black as coal=Kömür gibi

    Bir Şey Bozulunca

    It's out of order(service,kilter,whack)=bozuk
    It's dead=bozuk
    It died on me = Beni görünce bozuldu
    It's in the shop=Tamirde
    It up and died=bozuldu

    Bir Şey Kırılınca

    It's Broke=Kırıldı
    It doesn't work=Çalışmıyor
    It's on the fritz(blink)=bozuk
    This thing is really screwed up=Bu şey işe yaramaz

    Sabır Taşınca

    Now what?=Daha ne olsun?
    That's the last straw=Yeter Artık
    I've had it=Yetti
    That's the straw broke the camel's back=bu bardağı taşıran son damla

    Yemek Hakkında Sorma

    When do we eat?= Ne zaman yiyoruz?
    What's to eat?= Yemek olarak ne var?
    What's for supper?= Yemekte ne var?
    What are we having?= Ne yiyoruz?

    Yemeği Bildirme

    Dinner's almost ready=Yemek hazır sayılır
    It's almost done= Yemek neredeyse hazır
    Time to eat=Yemek vakti
    Soup's on= Yemek hazır

    Mutfakta Çocuğa Söylenen Sözler

    Don't sit on the counter=Tezgahta oturma
    Watch out;it's hot=Dikkat et,Sıcak
    Would you set the table?=Sofrayı Kurar mısın?
    Go tell your father supper's ready=Git babana söyle yemek hazır
    Call the family to dinner=Herkezi Yemeğe çağır

    Çocuklara Sofra adabı öğretme

    Don't put your elbows on the table=Dirseklerini masaya koyma
    Don't talk with your mounth full=Ağzın doluyken Konuşma
    Wipe your mounth=Ağzını Sil
    Put your napkin on you lap=Peçetini kucağına koy

    Bulaşık Yıkama

    Please put your dishes in the sink=Tabaklarınızı lavaboya koyun
    It's your turn to do the dishes=Bulaşık yıkama sırası sende
    I'II wash and you dry=Ben yıkıyayım sen de kurularsın

    Sofradan Erken Kalkmak İçin ricada bulunma

    May I please leave the table?=Ben Kalkabilir miyim?
    I'II have to excuse myself=Sizden Müsade isteyeceğim.

    Çocuklara Yemeğini bitirmeyi Emretme

    Finish your dinner=Yemeğini bitir
    You Have to clean up your plate=Tabağını temizlemen lazım
    If you don't eat your dinner,you won't get any dessert=Yemeğini yemezsen tatlı yiyemezzsin
    There are starving children in Africa=Afrikada acLıktan ölen cocuklar var



    KazaLarda Olay Yerinde Yardım İsteme
    Is there a doctor here?=Burada doktor var mı?
    Can you help stop the bleeding?=Kanamayı durdurmaya yardım eder misiniz?
    Does anyone know CPR?=CPR'yi(Yeniden canlandırmayı)bilen var mı?
    Do you know to apply a tourniquet?=Turnike uygulamayı biliyor musunuz?
    Call 112=112'yi arayın
    Call the police=Polisi arayın
    Call An ambulance=Ambulansı arayın
    Get the paramedics=Sıhhıyeci çağırın
    Get Some help=Yardım isteyin
    Get a doctor quick=Çabuk doktor çağırın

    Takdir Ediliyorsanız Değil, Taklit Ediliyorsanız Başarmışsınız Demektir.
    Hayat öyle oyunlar oynuyor ki, nereye tutunsam düşüyorum.
    Tam da palyaçonun dediği gibi: "ağlayamadığımdan gülüyorum."
    Paul Auster

  2. #2
    Forum Demirbaşı Array
    Üyelik tarihi
    18.06.2007
    Yer
    Anasının Dizinin Dibinden :=)
    Yaş
    39
    Mesajlar
    10.926
    Tecrübe Puanı
    237

    Standart

    KonakLama

    I need a room please? =Bir oda rica edecektim?
    I need a room with a single bed. =Tek yataklı bir oda istiyorum.
    I need a room with a double bed. =Çift kişilik bir oda istiyorum.
    Do you have any singles? =Tek kişilik odanız var mı?
    Do you have any vacancies? =Boş yeriniz var mı?
    A double, please? =Çift kişilik bir oda lütfen?
    A room with a bath, please. =Banyolu bir oda lütfen
    Can I reserve a room? =Bir oda ayırabilir miyim?
    Can I book a room? =Bir oda ayırabilir miyim?
    I have a reservation. =Rezervasyon yaptırmıştım.
    Double occupancy, please. =İki kişilik bir oda lütfen.
    I need a room with two single beds. =İki ayrı yataklı bir oda istiyorum.
    I need a room with a double bed. =İki kişilik yataklı bir oda istiyorum.
    We will need a crib for the baby. =Bebek için bir karyola istiyoruz.
    Would you like a room with a view of the swimming pool? =Yüzme havuzu manzaralı bir oda istermiydiniz?
    Would you prefer a non-smoking room? =Sigara içilmeyen bir oda ister miydiniz?
    I'd like a room at the front. =Ön tarafa bakan bir oda istiyorum.
    I'd like a room at the rear. =Arka tarafta bir oda istiyorum.
    I'd like a room with a view of the sea. =Deniz manzaralı bir oda istiyorum.
    I'd like a room for the week. =Haftalık bir oda istiyorum.
    I'd like a wake-up call, please. =Uyandırma servisi istiyorum.
    Where is the ice-machine? =Buz makinesi nerede?
    Do you have a pool? =Havuzunuz var mı?
    What are the rates? =Ücretler nasıl?
    Is there a restaurant? =Lokanta var mı?
    Are pets allowed? =Evcil hayvanlar kabul ediliyor mu?
    When's the check-out? =Odayı ne zaman boşaltırsınız?


    you should defend me - beni savunmalisin
    dont take sides - tarafff tutma!
    hows your studies - derslerin nasil
    can you be open with me - benimle acik ol
    i wana be open with you - seninle acik konusmak istiyorum
    dont need to say much - fazla soze ne gerek!
    im boared of this conversation - bu konudan sıkıldım
    im boared of this place - bu mekandan sıkıldım
    thats the last place to go to - o gidilecek en son yer
    im here to doss - gezmeye geldim buraya

    Doktora Sırt Ağrısını anlatma

    My back is sore=Sırtım ağrıyor
    I can't get up=Dikelemiyorum
    I have an aching back = Sırtım fena
    I pulled my back=Sırtımı İncittim
    I can't bend ower= Eğilemiyorum




    He sleeps in class all the time.
    Sınıfta sürekli uyur.
    You are thinking of something else all the time.
    Sen hep başka şeyler düşünüyorsun.
    She stays at home all the time.
    O her zaman evdedir. (evden hiç çıkmaz.)

    Takdir Ediliyorsanız Değil, Taklit Ediliyorsanız Başarmışsınız Demektir.
    Hayat öyle oyunlar oynuyor ki, nereye tutunsam düşüyorum.
    Tam da palyaçonun dediği gibi: "ağlayamadığımdan gülüyorum."
    Paul Auster


 

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 125
    Son Mesaj: 19.08.2011, 02:19
  2. Hayat neydi?
    By HaYaT in forum DERİN DUYGULAR
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 03.07.2007, 02:29
  3. HAYAT VE BİLAL-İ HABEŞİ
    By adıyaman in forum ŞİİR - EDEBİYAT - MAKALE
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 04.03.2007, 18:13
  4. Kısa bir mola vermek istiyorum, izin verir misin hayat...
    By Ahretlik in forum ŞİİR - EDEBİYAT - MAKALE
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 01.03.2007, 19:13

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •