Şeyh Ahmed Naina
Ahmet Naina, Kur’an-ı Kerim’i makamına, manasına göre on ayrı kıraat üzerine okuyabilen ender hafızlardan. Aynı zamanda hekim olan Naina’ya göre yakın bir gelecekte Türkiye’den de dünyaca ünlü hafızlar çıkacak.
‘Kur’an-ı Kerim Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.” Hemen herkesin aşina olduğu bu sözün doğruluk payı oldukça yüksek. Osmanlı’nın eşsiz hat sanatıyla bezenen Kur’anı Kerim’in en güzel okunduğu yerlerin başında Mısır geliyor. Çocuk yaşlarda Kur’an eğitimi almaya başlayan Mısırlıların arasından çok sayıda hafız yetişiyor. Okullarda resmî olarak öğretilmesi nedeniyle Hıristiyan olduğu halde Kur’an-ı ezbere bilen ‘Hıristiyan hafız’lar bile var. Mısır’dan bir isim, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Üç yaşında Kur’an okumayı öğrenen, beş yaşında ezberleyen ve on yaşında Kur’an’ı on farklı kıraat üzerine okumak için eğitim alan Ahmet Naina, tilavet ettiği Kur’an-ı Kerim ile İstanbullulara Ramazan’ın manevî havasına yakışır bir ziyafet sundu.
Ahmet Naina, Kur’an tilavetini öğrendiğinde henüz üç yaşındadır. O yaşlarda yakın camilere Kur’an dinlemek için gider, çocuk bünyesinin el verdiği kadar dayanır ve oralarda uyuyakalır. Beş yaşına geldiğinde Kur’an’ın tamamını ezberleyerek hafız olur.On yaşında kıraat ilmini, gelmiş geçmiş en önemli hafız olarak anılan Şeyh Mustafa İsmail’den öğrenir. Daha sonra İskenderiye Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olur. Usta hafız, bugün aynı zamanda çocuk doktoru. Her ne kadar hafızlığı asıl mesleğinin önüne geçse de hâlâ hekimlik vazifesine devam ediyor. Kur’an-ı Kerim’de ana rahmindeki çocuğun yaratılışı ile ilgili ayetlerden çok etkilendiğini belirterek, “Modern bilim ile Kur’an-ı Kerim örtüşüyorsa bu Kur’an’ın mucizesidir. Örtüşmüyorsa bu bilimin yeterince olgunlaşmadığı manasına gelir.” diyor.
Diğer bir görevi ise Mısır’ın resmî hafızlığı. Yapılan imtihanlar neticesinde verilen resmî hafızlık unvanına 1979’dan bu yana sahip. Mısır eski Devlet Başkanı Enver Sedat, Naina’yı devletin resmî Kur’an okuyucusu makamına getirmiş. Mısır’ın sadece bir tane resmî hafızı yok. Yaklaşık yüz yılı aşkın bir süredir yapılan imtihanlar neticesinde önceleri saray-kraliyet ailesi için, daha sonra Mısır radyo ve televizyonları için hafızlar tespit ediliyor. Görevleri, devletin önemli toplantılarının açılış ve kapanışlarında, devlet başkanlarının yurtdışı gezilerinde, önemli gün ve gecelerde radyo ve televizyonlarda canlı olarak Kur’an-ı Kerim okumak. Resmî hâfızlar seçilirken sadece seslerine ve güzel okumalarına bakılmıyor. Ayrıca güçlü bir hâfız olmaları, farklı kıraatlarda ilimlerini tamamlamış olmaları, tecvid kurallarına riayet etmeleri, harfleri düzgün çıkartmaları, kendilerine has bir makam ve okuyuş tarzlarının olması bunlardan birkaçı. Dört ülkede Kur’an-ı Kerim kıraatı yarışmalarında birinciliği olan Ahmet Naina, tüm bu özelliklere sahip biri. Sadece Mısır’da değil bütün dünyada tanınan hafız, 70’e yakın ülkeye giderek Kur’an okumuş.
Türkiye’de Kur’an-ı Kerim genelde “Kıraat-i Asım ve Rivayet-i Hafs.” olarak bilinen kıraat üzerine okunuyor. Dünyada ise on çeşit kıraat var. Kıraatları öğrenmek için mutlaka bir medresede ya da okulda ciddi ve uzun bir eğitim almak gerekiyor. Ahmet Naina 10 kıraatta, manasına, makamına göre Kur’an okuyabilen dünyadaki ender hafızlardan. Fatih Çollak gibi bazı ünlü hafızlara göre bu alanda şu an Naina’dan daha başarılı bir isim yok.
Türkiye’den dünya çapında hafızlar çıkacak
Ahmet Naina, Türkiye’deki hafızlarla Mısır’dakiler arasındaki en önemli farkın kendi ülkesindekilerin Kur’an’ın manasını anlayarak okumaları olduğunu söylüyor. İstisnaları olsa da Türkiye’de çoğu hafızın manasını bilmeden Kur’an okuduğuna değiniyor. Özellikle Fatih Çollak ve rahmetli İsmail Biçer’i çok başarılı bulan Naina’ya göre Mısırlı hafızların en büyük avantajı Arapçayı bilmeleri. Bu nedenle Mısır’da hafızlığın tamamlanma süresi yaklaşık bir yıl. 6-8 ay gibi kısa sürede Kur’an-ı Kerim’in tamamı, çocuklar tarafından ezberlenebiliyor. Mısır’da 7-10 yaşlarındaki çocukların hemen hepsi hâfız. Özel kursların dışında devlet okullarında da resmî olarak Kur’an eğitimi veriliyor. Hatta El Ezher gibi bazı üniversitelerden mezun olmak için hafızlık şartı aranıyor. “Biz Arapça yazmayı öğrenmeden önce basit ve kısa sureleri ezberlemeye başlarız. Büyüklerimiz bizlere sureleri okuyarak öğretir. Böylece okuma yazmayı öğrenmeden Kur’an’ın dörtte birini ezberlemiş oluruz.” diyor.
Naina’ya göre Arapça biliyor olmalarının yanı sıra çocuk yaşta bu eğitime başlamaları da önemli. Türkiye’deki Kur’an eğitiminde çocuklara getirilen yaş sınırlamasını nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda, “Peygamberimiz ‘beşikten mezara kadar okuyun’ diyerek yaş sınırlaması yapmamıştır. Bir ülke dinini sonraki nesle iyi öğretmek için projeler hazırlamalıdır. Müslüman bir ülkede dinin öğrenilmesi için alınan kararlar önemlidir. Çünkü dini sağlam bir toplum yetişirse, yönetenlerin de işi kolaylaşır.” diyerek kendini örnek gösteriyor: “Mesela bana destek oldular. Böylece beş yaşımda hafız olup Kur’an’ı ezberledim. Daha sonra tıp fakültesini bitirerek çocuk doktoru oldum. Şimdi bu vasıflarımla ülkeme ve Allah’ın kitabına hizmet ediyorum.”
Bugünkü okuyucuların makam ve kıraat noktasında kendilerini geliştirdikten sonra cemaatin karşısına çıkmalarını tavsiye eden Naina, “İyi bir hafız, iyi bir okuyucu birkaç senede yetişmiyor, bu onlarca seneyi alabiliyor.” diyor. Kendisini geliştirmek için 35 yıl çalıştığını belirten Ahmet Naina, bazı Türk hafızların seslerinin güzel olmasından umutlu. “Ben inanıyorum ki belki 5-10 sene sonra Türkiye’den dünya çapında dikkat çekecek hafızlar yetişecek.” diyor. Dünyaca ünlü hafızlara gittikleri her ülkede gösterilen büyük ilgiyi Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim’e bağlayarak, “Gittiğimiz yerlerde en çok çocuklar ve gençler heyecanlanıp teveccüh gösteriyor, bizim gibi okumak için hayaller kuruyorlar.” diyor.
Mısır’da hafızlık o kadar yaygın ki kapıcısından şoförüne, esnafından öğrencisine kadar her kesimde Kur’an’ı ezbere bilen kişilerle karşılaşmak mümkün. Verilen eğitimlerin yanı sıra televizyonlarda, radyolarda sık sık yapılan Kur’an yayınlarının da bunda etkisi var. Mısır’da sık sık Kur’an okuma yarışmaları yapılıyor. Türkiye’de bu yarışmalar ilk defa bir buçuk yıl önce gerçekleştirilmeye başladı; fakat Mısır’da bu gelenek yüzyıllardır devam ediyor. Naina, günümüzde teybin, internetin, CD’lerin gençlerin Kur’an eğitimini kolaylaştırdığına inanıyor. Ahmet Naina tam bir profesyonel. Kur’an’ı manasına göre günün her vakti saatlerce okuyabiliyor. Sesini nasıl korumayı başardığını sorduğumuzda ise, bunun tamamen düzgün yaşamakla alakalı olduğunu anlatıyor. Sesin de insanlar gibi olduğunu hatırlatarak, “Ona ne kadar iyi bakarsanız o kadar genç ve sağlıklı kalacaktır.” diyor.