Uluslararası Fotoğraf Sanatçı Ömer Yağlıdere'nin gönüllü olarak düzenlediği Fotoğrafçılık Kursuna aralıksız katılıyorum ve o kadar güzel/önemli şeyler öğrendim ki, kurs bittikten sonra sizinle birlikte paylaşmayı umuyorum.
Sade bir arka plan kullanın
Sade bir arka plan fotoğrafını çektiğiniz objenin daha iyi görüntülenmesini sağlar.
Makinenizin vizöründen bakarken çektiğiniz objenin çevresini inceleyin. En sevdiğiniz yeğeninizin kafasından çıkan antenler, kulaklarından sarkan arabalar olmaması için özen gösterin.
Dış mekanda flaş kullanın
Parlak gün ışığı yüzde istenmeyen derin gölgeler oluşturabilir. Yüzü aydınlatmak için flaş kullanarak gölgeleri yok edin.
Güneşli havalarda insan resmi çekerken flaşınızı açmayı unutmayın. Dolgu flaşı (fill-flash) modunu ya da tam flaş (full-flash) modunu seçebilirsiniz.
Fotoğrafını çektiğiniz kişi en fazla 1,5 metre uzaklıktaysa dolgu flaşı, daha uzaktaysa tam flaş modu gerekebilir.
Dijital bir fotoğraf makinesiyle sonuçları incelemek için fotoğraf görüntüleme panelini (LCD ekran) kullanın.
Bulutlu günlerde varsa sürekli flaş modunu seçin. Flaş insanların yüzünü aydınlatır ve yüz hatlarının öne çıkmasını sağlar. Bulutlu günlerin hafif ışığı bazen hoş sonuçlar verebildiğinden, flaşsız olarak da fotoğraf çekmeyi deneyin
Daha yakına gidin
Fotoğrafını çektiğiniz nesne arabadan daha küçük bir objeyse, deklanşöre basmadan bir, iki adım yaklaşıp zoom kullanın.
Amacınız fotoğraf karesini fotoğrafını çektiğiniz objeyle doldurmak olmalıdır.
Yakın çekimle, kalkmış bir kaş ya da serpiştirilmiş çiller gibi anlam katacak ifadeler yakalayabilirsiniz. Ancak fazla yakına giderseniz fotoğrafınız bulanıklaşır.
Çoğu fotoğraf makinesinin en yakın odak mesafesi yaklaşık 90 cm ya da makinenizden bir adım uzaklıktadır.
Fotoğraf makinenizin en yakın odak mesafesinden (emin olmak için makinenizin kullanım kılavuzuna bakın) daha yakına giderseniz fotoğraf bulanık çıkar
Fotoğrafını çektiğiniz objeyi tam ortalamayın
Sahnenin tam ortası, gösteri yapan kişi için bulunmaz bir yerdir. Ancak, fotoğraf karenizin tam ortası için aynı şeyi söylemek doğru değil.
Çektiğiniz nesneyi fotoğraf karesinin tam ortasından hafif yana kaydırarak, fotoğrafınıza hayat verin.
Vizörünüzde karelerden oluşan bir oyun tahtası olduğunu varsayın.
Şimdi fotoğrafını çektiğiniz nesneyi tahtadaki karelerden birine yerleştirin.
Otomatik odaklı bir fotoğraf makineniz varsa, bu tür makinelerin çoğu vizörün ortasında bulunan nesneye odaklanacağından, odağı kilitlemeniz gerekir.
Odağı kilitleyin
Çektiğiniz obje, fotoğrafın tam ortasında değilse net bir fotoğraf elde edebilmek için odağı kilitlemeniz gerekir. Otomatik odaklı fotoğraf makinelerinin çoğu fotoğrafın merkezinde ne varsa ona odaklanır. Ancak fotoğraf kalitesini artırmak için çoğu zaman çektiğiniz nesneyi tam ortadan hafif yana kaydırmanız gerekir.
Bulanık bir fotoğraf çekmek istemiyorsanız, önce çektiğiniz nesne tam ortadayken odağı kilitlemeli, ardından da nesne ortadan yana kayacak şekilde kompozisyonu değiştirmelisiniz.
Odağı genellikle üç adımda kilitleyebilirsiniz.
Önce, nesneyi tam ortaya yerleştirin ve deklanşörü yarım basılı halde tutun.
İkinci olarak, deklanşör hala yarım basılı halde makinenizi oynatarak nesneyi ortadan yana kaydırın.
Üçüncü ve son olarak, fotoğrafı çekmek için deklanşöre tam olarak basın.
Flaşınızın etki mesafesini öğrenin
Flaş kullanılırken yapılan en yaygın hata flaşın etki mesafesi dışındaki nesneleri çekmektir.
Bu neden yanlış?
Flaş etki mesafesinin uzağından çekilen fotoğraflar karanlık olacağı için bu yanlıştır. Birçok fotoğraf makinesinde maksimum flaş etki mesafesi 4,5 metreden (yaklaşık 5 adım) daha kısadır.
Sizin makinenizin flaş etki mesafesi nedir?
Makinenizin kullanım kılavuzuna bakın. Bulamadınız mı? O zaman işi şansa bırakmayın. Çekeceğiniz nesneden 3 metreden daha fazla uzaklaşmayın. Film kullananlar Kodak Ultra film kullanarak flaş etki mesafesini artırabilir.
Işığa dikkat edin
Fotoğrafını çektiğiniz nesneden sonra fotoğrafın en önemli öğesi ışıktır. Işık çektiğiniz fotoğraftaki her şeyin görünümünü etkiler.
Anneannenizi çekerken, yandan vuran parlak gün ışığı kırışıklıkları belirginleştirir. Oysa bulutlu bir günün loş ışığı aynı kırışıklıkları gizler. Çektiğiniz nesne üzerine fazla ışık düşmesini istemiyor musunuz? O halde ya kendiniz yer değiştirin ya da çektiğiniz nesnenin yerini değiştirin.
Manzara fotoğrafı çekerken, ışığın kavuniçine çaldığı ve tüm arazi boyunca uzanıp gittiği sabahın erken ya da akşamın geç saatlerini deneyin.
Birkaç dikey resim çekin
Fotoğraf makineniz dikey duramıyor mu? Dikey fotoğraf çekmek için yana doğru hiç yatırmadıysanız elbette duramaz. Dikey bir fotoğrafta her tür nesne daha iyi görünür. Sarp kayalar üzerindeki bir fenerden Eiffel Kulesine, bebek havuzunda zıplayıp duran 4 yaşındaki yeğeninize kadar her şey. O halde bundan sonraki denemenizde fotoğraf makinenizi yana yatırıp dikey bir iki resim çekmeye özen gösterin
Yönetmen gibi düşünün
Fotoğraf çekerken denetim sizde olsun; fotoğrafların kalitesinin ne kadar arttığını siz de görün. Yalnızca bir fotoğrafçı gibi değil bir film yönetmeni gibi hareket edin. Film yönetmeni her şeyi kontrolünde tutan kişidir. Yer seçimini yönetmen yapar: "Herkes arka bahçeye çıksın." Aksesuarları yönetmen seçer: "Kızlar, pembe gözlüklerinizi takın." İnsanları yönetmen organize eder: "Şimdi biraz daha yaklaş ve kameraya doğru eğil."
Fotoğraf çekerken çoğu zaman bu kadar müdahaleci olmanız gerekmez ama ne demek istediğimizi anlamışsınızdır: Fotoğraf çekerken denetimi alın ve kendi fotoğraf ödüllerinizi kazanın.
Gezgin Motorcu üyelerinden m.oktar'dan alıntı :
Bu fotoğraf dünya birincisi
National Geographic'in düzenlediği Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda, bir Türk sanatçı birinciliği elde etti. Erdal Kınaca
Uluslararası Fotoğraf Sanatçı Ömer Yağlıdere'nin gönüllü olarak düzenlediği Fotoğrafçılık Kursuna aralıksız katılıyorum ve o kadar güzel/önemli şeyler öğrendim ki, kurs bittikten sonra sizinle birlikte paylaşmayı umuyorum.
teşekkürler..
fotoğraf çekmeyi çok seviyorum ben ya..
Takdir Ediliyorsanız Değil, Taklit Ediliyorsanız Başarmışsınız Demektir.Hayat öyle oyunlar oynuyor ki, nereye tutunsam düşüyorum.Tam da palyaçonun dediği gibi: "ağlayamadığımdan gülüyorum."Paul Auster