SİİRT’İN ESKİ GÜNLERİ
- Cumhur Kılıççıoğlu’na -
Kemerli bir sokakdayım,
Zamanca pek uzakdayım!
Düşünceler sürüklüyor
Ve kalbe duygu yüklüyor...
Hayâller ağlamaklıdır:
Bu boş mekânda saklıdır
Sevinç, ümid, hüzünleri;
Kederli, mutlu günleri
Sıcak, sevimli beldenin...
Fısıldıyordular demin
Yıkık, dökük konakları;
Meyilli, dar sokakları:
“Siirt’in eski günleri
Döner, gelir mi hiç geri? ! .
Susuzdu, sevgisiz değil!
Her evde bir tutam yeşil
Ve avlusunda mâvi var;
Tanış, bilişdi komşular.
Berâber atlı geçmeyen
Oyun için genişleyen
Sokak, her anki hâli mi?
Çocukların hayâli mi? ! .
Adım başında kubbeler:
Ya câmidir, ya türbeler,
Ya bir hamam ki, tertemiz:
Severdi halkı, şüphesiz...
Şehirde hayli medrese
İlim saçardı herkese.
Her ihtiyâcı karşılar
Küçük, samîmî çarşılar.”
Dönüp ezanla kendime
Verince son hayâlime,
Dedim: Şu anda nerdeyim?
Bakındım, aynı yerdeyim...
(AlınTı)