Şeyh Celaleddin (KARDEŞ) Şehrimizin yetiştirdiği büyük din âlimlerindendir. Memozin’i Arapça’ya tercüme etmiş, ayrıca çok değerli dini incelemeleri vardır. 1888 yılında Siirt’te dünyaya teşrif eden Şeyh Celaleddin Kardeş ŞEYH-ÜL HATTAB namıyla maruf ve dini bilgisiyle temayüz eden zatın oğludur. İlk tahsilini Babasının yanında yapan Şeyh Celalettin, daha sonra Şam’a giderek tahsiline devam etti. Şam’da dini bilimler fakültesini bitirdikten sonra Siirt’e dönerek irşat görevine başladı. İstiklal Harbinde Kuva-yı Milliye saflarında Moral Hocalığı görevinde bulunan ve cephelerde askerlere va’zu nasihatlerde bulunarak morallerini yüksek tutmalarında etkin bir rol alan Şeyh Celaleddin, yine bu yıllarda Said-i Nursi Hazretleriyle yakın arkadaşlık kurdu.
Vaiz ve İmam-Hatip olarak çeşitli görevlerde bulunan Şeyh Celaleddin Hazretleri, bütün vaazlarında Kur’an-ı Kerim’in asra göre yorumunun yapılması taraftarıydı. Kur’an ayetlerinin yorumlarının kıyamete kadar devam edeceğini belirten Şeyh Efendi, Ay’a çıkılmadan yıllar önce, insanların günü geldiğinde Ay’a çıkacaklarını ve fezada fütuhatlarda bulunacaklarını söyleyecek kadar aydın fikirliydi.
Türkçe’nin yanında, Osmanlıca, Farsça, Arapça olarak da hutbeler irad eder, hitap ettiği topluluğun dilleriyle kendilerine daha yakın olmanın yolunu seçerdi.
Fıkıh bilgileri yanında felsefe, mantık, riyaziye, tarih, coğrafya, astronomi gibi ilimleri de iyi derecede bilir, müspet ilimleri öğrenmenin, en az dini bilgileri öğrenmek kadar gerekli olduğunu savunurdu.
Ömrünün son 40 yılını uzlette geçiren Şeyh Celaleddin Hazretleri, bu uzun süre zarfında hiç çarşıya inmedi. Alış-veriş yapmadı.
İmam-Hatip olduğu ve evinin çok yakınında bulunan Şeyh El Cerrah Camii ile evi arasında vakit namazlarında mekik dokuyup dururdu.
Muhipleri, O’nu evinde veya Camiinde ziyaret ederek sohbetlerinden feyizlenir, muhtelif konularda görüş ve düşüncelerini alarak hareketlerini Şeyhlerinin emirleri doğrultusunda tanzim ederlerdi.
Aynı zamanda şair olan Şeyh Celaleddin Hazretleri, kitaplarının bir kısmı Siirt İl Müftülüğü binasındaki kütüphanede adına açılan bölümde muhafaza edilmektedir.
Hayatta olduğu yıllarda, kendisini sık-sık ziyaret eden muhipleri arasında Gazeteci Ahmet Arıtürk de vardı. Bir gün, yine Şeyh Efendiyi ziyarete giden Arıtürk kendilerine:
-Üstadım, nasılsınız, ne yapıyorsunuz?
Diye sorduğunda, Şeyh Hazretleri rahlesi üzerindeki kitapları göstererek şu cevabı vermişti:
-Görüyorsun işte, kitaplarla dövüşüyorum. Bazen ben onları, bazen, onlar beni yeniyorlar!
Cevabını vermişti.
Ahmet Arıtürk’ün, ertesi günkü makalesinin başlığı ortaya çıkmıştı:
“KİTAPLARLA DÖVÜŞEN ADAM”
Evet, Kendi değişiyle “Kitaplarla Dövüşerek” tükettiği ömrü 1973 yılının 15 Haziran Cuma günü sabah namazına davet eden müezzinin sesine kulak vererek ve onunla birlikte Ezan-ı Muhammedi’yi tekrarlarken aziz ruhunu Yüce Allah’a teslim etti. Siirt Merkez Cerrah Camiinde Babası Şeyh El Hattab hazretlerinin yanına defnedildi.
NUR İÇİNDE YATSIN…