Siirt Fotoğraf ve Sanat Derneği’nin düzenlemiş olduğu Doğa Yürüyüşü ve Fotoğraf Etkinliği pazar günü gerçekleştirildi.
Resmi müracaat sonucunda 14 kişilik ekiple birlikte Bağgöze’den Erenkaya’ya kadar giden yürüyüşçüler, doğayla baş başa kalmanın hazzını yaşadılar. Sanat Tarihçisi M.Cabir Alper’in gözetiminde yörenin ilk yerleşim alanlarından biri olan Bağgöze’yi inceleyen ekip; kaya mezarları, eski İbranice yazıtları ve değirmenleri inceledikten sonra 14 km’lik yola koyuldular. Yol boyunca çobanlarla da sohbet eden ekip, mağaraları ve kaya mezarlarını gördükçe de “buraları mutlaka turizme kazandırılmalı” demekten kendilerini alamadılar.
Uzman Doktor Şule Öztop, Biyolog İsmet Nakipoğlu, Uzman Doktor Cafer Orhan, Sanat Tarihçisi M.Cabir Alper, Uzman Doktor Hasan Sebati Erdil, Öğretmen Musa Polat, Merve Alata, Yusuf Yontaş, Memur Ahmet Kılıç, Bülent Sevgili, Fotoğraf Sanatçıları Muhammed Kurt, M.Emin Sadık, İbrahim Dinler ve İzzettin Oktay, Eruh’un bir an önce turizme kazandırılması gerektiğini, burada ilk medeniyetlere ait kalıntıların bariz bir şekilde göründüğü ifade ettiler.
Bağgöze’den Çeltikyolu, Salkımbağlar, Çimencik, Kekliktepe ve Erenkaya’ya uzanan zorlu ama bir o kadarda güzel etapta, çobanların uzattıkları soğuk yayık ayranı, yürüyüşçülerin tüm yorgunluğunu üzerlerinden atmalarına yetti. Çimencik köyünde bulunan Höyük Tepe’de inceleme yapan doğa yürüyüşçüleri, eski dönemlere ait birkaç antika eşyayı da bulup görüntülediler. Siirt Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün bu bölgeye derhal el atması ve gereken önlemin alınması bekliyor, turizm cenneti olan ilimizin tanıtımı için seferber olmuş insanlara da destek olmasını diliyoruz.
Son durakları Erenkaya olan ekibin, köylüler tarafından sıcak karşılanışları görülmeye değerdi. Sincaplar, kurbağalar, köpekler, keçiler, koyunlar ve yengeçlerle dolu yolculuk sonunda, tarımla uğraşan bazı köylüler son iki senedir tarımın kötüye gittiğini ve ömürleri boyunca bir kez bile ilaçlamadıkları bahçelerini, ürünlerinin çürümesi sonucu iki senedir ilaçladıklarını söyleyerek bu çürümenin nedenini bir türlü anlayamadıklarını ifade ettiler.
Gezide ayrıca Uzman Doktor Cafer Orhan’ın hastalarını karşısında görmesi çok ilginçti. Dağların eteklerinde gezinirken birden bire karşısında doktorunu gören çoban ile Erenkaya’daki baba ve kız, misafirperverliklerini göstermek için adeta yarıştılar.
Doğu insanının o mükemmel misafirperverliğini, Dicle, Botan ve Zorova’nın o billur sesini geride bırakarak geç saatlerde Siirt’e döndüler.
On beş gün sonra Pervari ve Rasıl-Hacar’a da gezi düzenleyecek ekip, Siirt’in tanıtımı için kolları sıvamış durumda.
Haber: Muhammed KURT
17 mayıs 2010